Kokoreç sözcüğünün kökeni Yunanca kokorótsi sözcüğünden ziyade Arnavutça kokërroz[2] ya da Ulahçakukuretšu[3] sözcükleridir. Bu üç sözcük de "mısır koçanı" anlamına gelir. Kokoreç Türkçeye Yunancadan geçmiştir.[1] Ömer Seyfettin Lokanta Esrarı adlı hikâyesinde, Atinalı birRumun lokantasında ilk kez kokoroç ile tanışmasını anlatır.

3 adet şişte kokorecin kızartılışı
Kokoreç yapımında kullanılan bağırsaklar büyükbaş veya küçükbaş hayvanlara ait olabilmekle birlikte lezzet açısından süt kuzusundan elde edilen bağırsağın kullanımı tercih edilir. Öncelikle bağırsaklar içten ve dıştan temizlenir. Kokorecin iç kısmı bumbardan, dış kısmı ince bağırsaktan yapılır. Uzunca bir şişe bumbarlar geçirilerek başlanır. Daha sonra ince bağırsaklar şişin etrafına defalarca dolanır. Ara ara ince yağ tabakaları yerleştirilir.
Şişler genellikle kokoreç için özel hazırlanmış mangallarda yatay bir konumda asılı bir şekilde ve döndürülerek pişirilir. Kızartmadan sonra kesit kesit alınarak, bol baharatlanır. (İsteğe bağlı olarak) iki bıçak yardımıyla kuşbaşı büyüklüğünde doğranır. En çok tercih edilen baharatlar kimyon, kekik ve acı kırmızı pul biberdir.